Kapadokya’da Yapılması Gereken En Güzel 5 şey

Kapadokya’da Yapılması Gereken En Güzel 5 şey

Kapadokya'da bu 5 aktiviteyi yapmadan kesinlikle dönmeyin. Kapadokya'da yapabileceğiniz en güzel etkinlikler bu yazıda.

Sayfa İçerikleri

Kapadokya’da gezilecek yerler yazımı okuduysan bunu da okumadan geçme zira Kapadokya’ya gidipte Kapadokya’da yapılması gereken en güzel 5 şeyi yapmadan dönmek olmaz…

1- Balon Turu

Benim için ve muhtemelen birçok kişi için ilk sırada balona binmek yer alıyor. Fakat insanları bu tutkudan mecburen uzak tutan şey fiyatların fahiş düzeyde oluşu.
Kuşkusuz yaşadığım en iyi deneyimlerden biriydi. Bu deneyimi en güzel yapan şeylerden diğeride uçtuğumuz balon firması olan Voyager Balloons un bana yaptığı müthiş jestle ilk gün eşimle 2. gün ise tekrar kızımla ve ücretsiz olarak balona binme fırsatı bulmuş oluşumduOlay şöyle gelişti;
Biz 3 yetişkin 2 çocuk olarak gittik. Benim ufaklık 2 yaşında olduğu ve balona binemeyeceği için (5 yaş ve üzeri çocuklara izin veriliyor) birilerinin onun yanında olması gerekiyordu ve dolaysıyla toplu bir şekilde binemeyecektik. Aramızda şöyle kararlaştırdık 1. gün iki kişi 2. gün 2 kişi olarak binecektik…
Ben eşimle mi binsem kızımla mı karar verememe aşamasındayken
olaylar, eşimle ben ve babaannesiyle kızım olarak gelişti:)
İlk gün eşimle ben balon turumuzu yaptık. İlk sıcak hava balonu uçuşu deneyimimiz olduğu için çok etkilendik gün boyunca anlata anlata bitiremedik ve ertesi gün balona binecek olan 6 yaşındaki kuzum ve babaannesinin heyecanına bir kat daha heyecan kattık:)
Bilemiyorumki yazacağım kelimeler yeterince tercüman olur mu duygularıma, hissettirebilir mi hissettiklerimi… Akşam oldu odamıza çekildik karşımda minik bir melek vardı ağzı kulaklarında sabah ilk kez bineceği balonun heyecanıyla çırpınan, sürekli nasıl olduğuyla ilgili sorular soran, heyecandan yerinde duramayan…
Gecenin 04:00 ünde onu kapıdan servise bindirip “hadi uç gel” deyip el sallamak içime sinecek gibi değildi. Balona bindiği ilk anı ve gözlerindeki parlamayı görmeli şahit olmalıydım, kalp atışlarını duymalıydım hatta…
Hasılı kelam gece karar aldım onu babaannesiyle balona bindirecek ve onlar inene kadar bekleyecektim. Oraya kadar onunla gidip hem heyecanını paylaşacak hemde ona destek olacaktım… (Ana yüreği:)
Onunla birlikte de 2. kez balona binmeyi de çok istemiştim hatta bu fikri eşimle aramızda değerlendirmiştik fakat 2. Kez benim balona binmem epey maliyetli olacaktı…
Derken sabah otelin önünden bizimkileri alıp uçuş öncesi kahvaltı yaptığımız yer olan balon firmasının ofisine götürecek olan servise bende fütursuzca bindim. Servisten indik kapıda görevli arkadaşı gördüm ve durumu anlattım…
Balonların kalktıkları yerle iniş yerleri farklı oluyor belirli bir yerde inmiyorlar. Rüzgarın şiddetine ve yönüne göre değişiyor ve her balonu aşağıdan sürekli firmanın servisi takip ediyor ve telsizle haberleşiyorlar…
Ben balonu takip eden serviste bekleyebileceğimi söyledim fakat servisin 4 kişilik olduğunu ve içinde 4 görevli olduğunu ve rahat edemeyeceğimi söyledi. Ardından “siz içeriye geçip kahvaltınızı yapın ben size geri dönüş yapacağım. Halledeceğiz bir şekilde” dedi. Düşünceli düşünceli kahvaltımızı yaparken aynı arkadaş yanımıza gelip “tekrar balona binmek ister misiniz?” diye sordu bende “tabiki isterim, aynı şeyi bizde düşündük fakat fazla masraf olacağı düşüncesiyle vaz geçtik” dedim oda “o zaman buda bizim size jestimiz olsun kızınızla birlikte binin keyfini çıkarın” dedi. O anki sevincimi ve mutluluğumu hangi kelime açıklayabilir nasıl anlatılır bilemiyorum… Eğer bu cümleleri okurken senin de yüzünde minik bir tebessüm oluştuysa tamamdır yeterince iyi anlatabilmişim duygularımı:) O an ruhum kanatlandı havalara uçtu… Havai fişekler patladı kalbimin derinliklerinde:) “Gerçekten mi? Çok teşekkür ederim çok mutlu oldum” diyip yanımda duran ve herşeyi duyup şahit olan kızıma gayri ihtiyari dönüp “Azra duydun mu birlikte bineceğiz” diye müjdeli haberi verdim.

2 – Mağara otelde kalmak

Kapadokya’ya gitmeye karar verdiğim ilk andan itibaren otel konusunda aklımda yalnızca mağara oteller vardı. Otel arayışımı hep mağara oteller arasında yaptım çünkü Kapadokya ambiyansı bunu gerektiriyordu.

Her bütçeye uygun mağara otel bulmak mümkün, benim konakladığım otel olan “Tekkaya Cave Otel” yeni ve pozitif enerji dolu sahipleri ile tam olarak bir otelden beklenen tüm hizmeti sunuyor…
***
Eğer bir mağara otelde kalıyorsanız gündüz görüp mest olduğunuz ve havasından kurtulamadığınız o atmosferi akşam olup odanıza geçtiğinizde de hala yaşamaya devam ediyorsunuz…
İlginçtir sabah gözünüzü açtığınızda tavanda gördüğünüz is lekeleri, kırık dökük taş duvarlar o penceresiz basık oda size ayrı bir mutluluk veriyor.
Bu noktada akıllara bir soru takılıyor. “Psikopat mıyız biz?”
Elbette değiliz.
Yalnızca Kapadokya’nın o büyülü havasını iliklerimize kadar hissetmek mutlu ediyor bizi…

3 – ATV Turu yada At Turu

Oraya gitmişken Kapadokya’nın da tozuna bulanmadan dönmek olmaz..
Gittiğim yerlerde ATV ye binme olanağım varsa ki bu çocuklara bakan birileri varsa anlamına da gelebilir:) muhakkak ATV turu yapıyorum…
Her turda ufak tefek birşeyler öğreniyorum mesela bu turda “ATV ye çocuklar ve ayakta bile durmakta güçlük çeken yaşlılarla binme onlara işkence etme… Yazıktır… Sen zevk alıyor olabilirsin ama bide onların gözünden bak” felsefesini öğrendim. Yazının devamını oku ve bu felsefeye sen de katıl:)
***
Bir ATV firmasıyla anlaşıyoruz. Saat 17:00 da bizi otelimizin önünden eski model bir araba alıyor. Şoför akıllara zarar. Kapadokya’nın o dar ve dönemeçli yollarında rally yapıyoruz adeta… Nefeslerimizi tuttuk, arkamıza yaslandık, hayır yaslanmadık yapıştık, gözlerimiz yuvalarından fırlayacak… Usta bu nasıl araba kullanmak? Buraların pirisin anladık ama yollarda çoluk çocuk var gözünü seveyim…
Yaklaşık bi 5 dk kendisiyle yolculuk etme şerefine nail olduk:) buradan sevgiler saygılar kendisine:) Özlemle anıyorum kendisini… (Bol kinayeli bir cümle)
Bir evin önünde durduk ve sevgili şoförümüz inerken “iki bayan arkadaşı daha alacağız burdan” dedi. Tamadır bekliyoruz bayan arkadaşları. Bi bayan gözüktü kapıda 45 li yaşlarda sıkıntı yok buraya kadar. Bayanın hemen arkasından dik duramayan yürümekte zorluk çeken 75 – 80 yaşlarında bi nine geldi. Arabaya bindiler bu noktada akıllara teyzenin ATV ye binme ihtimali gelmiyor torununu uğurlamaya geliyor nine diye düşündüm. Olabilir ne hoş… Çılgın şoförle 4 – 5 dk daha yolculuk ediyoruz ve ATV alanına geliyoruz. Nihayet…
Arabasından inip derin bir nefes aldıktan sonra “inanılmaz araba kullanıyosun” dedim. Güldü… “yaa işte üğüfüüv” gibi değişik sesler çıkardı:) Bilemiyorum belkide iltifat olarak algıladı…
Neyse 45 li yaşlarındaki ablamız bi ATV seçti oturdu ninede torununun hemen arkasına oturdu. Ben şok… Nasıl? Nine de mi tura katılacak? Sevimli aslında…
2 saatlik turumuz boyunca bu nine ile ablamızı izledim. İlk başlarda hoşuma gitti “ne güzel bi torun bu böyle” dedim içimden. Ama bi yandanda ATV bu kadın için doğru bi seçim mi acaba diyede düşünmeden edemedim. Tur başladıktan sonra Aşıklar Vadisine gelip ninenin bi köşeye oturduğunu ve titrek sesiyle “ben niye geldim” dediğini duyana kadar kadının halinden memnun olduğunu sanmıştım… O engebeli toprak yolda ATV nin üzerinde 2 saat boyunca ses çıkarmadan torununa sarılıp turu tamamladı…
Kimbilir belkide kendisi için bişeyler yapmak isteyen torununu kırmak istemedi…

Biz gün batımı turuna katıldık. Sıcakta en iyi ya çok erken gündüz turları yada gün sonu turları iyi gidiyor.
ATV ile rotamız Kılıçlar Vadisi, Aşıklar Vadisi Çavuşin köyünde kısa bir mola ve son olarakta Güllüdere Vadisinde gün batımını izleyip turu tamamladık…
Dönüşte tabiki yürüyerek otelimize dönmeyi tercih ettik:)
***
Kapadokya’da yapmak istediğim şeylerden bir diğeri ata binmek olsada zamansızlık yüzünden bu mümkün olmadı… Buraya bir sonraki gelişimde ilki kadar heyecanlı olacağı kesin daha yapmak istediğim o kadar çok şey varki.

4 – Çömlek Yapımını Deneyimleyin

Benim için Kapadokya’daki en özel anlardan biriydi. Büyülendim… Bayıldım… Hayran kaldım… Kapadokya’da en çok Avanos bölgesinde bu atölyelere rastlayabilirsiniz. Benim çömlek yapımını deneyimledeğim atölye “Venessa Seramik” ti. Mağazadan içeri girince envai çeşit renk renk seramikler sizi karşılıyor. Atölye kısmında çömlek yapımını deneyimleyebilir atölyeyi gezebilir ve ufacık parçalarda ne kadar el emeği olduğunu görebilirsiniz.

Muhteşem performans sergileyerek bir adet vazo yaptım. Azra ise minik bir kase… 90 ‘lar çocuğuyuz biz, çamurun içinde büyüdük, elimiz yatkın evelallah. Zamanında çamurdan az tencere tava bardak yapıp güneşte kurutmadık… Azra’ya bunları anlatınca “keşke sizin zamanınızda yaşasaymışım” diye serzenişte bulunuyor… Her neslin ayrı güzelliği olsa da çamuru özgürce mıncıklayan son nesil olabildiğim için mutluyum…
Atölyede çalışanların, kuruyan seramikleri boyamasına şahit olunca büyülendim asıl…
“Nasıl yani kalıp falan kullanmıyor musunuz desenlerde? Hepsi mi el boyaması? Hepsini mi elinizle çizdiniz?” gibi içinde bir sürü şaşkınlık cümlesi olan soruları ard arda sordum… Aldığım cevaplar karşısında “inanılmaz bi emek, bana milyar verseler satmam bunu” dedim. Güldüler… Ben ciddiydim halbuki:) Çıkışta ufakta olsa mağazadan alacağınız bir parça ile destek olabilirsiniz…

5 – Gün Batımını İzlemek

Sabah balona bindiniz ve gün doğumunu izlediniz. Muazzam…
Gün boyunca gezdiniz eğlendiniz yediniz içtiniz çok iyi vakit geçirdiniz. Bu da harkulade…
Gün bitiyor sıra geldi elinde kahveyle (çay da olur:) ama ben kahveciyim) yorgunluk atıp güneşin batışını izlemeye… Kapadokya gün batımı izlemek için en güzel yerlerden biri. Kapadokya’da gün batımı nereden izlenir derseniz bunun için bir çok yer olsa da benim favorim Kızılçukur Vadisi. Giriş için 2 TL gibi bir ücret ödüyorsunuz. Tepede çay-kahve ve kuru yemiş vs alabileceğiniz ufakta bir tesisi bulunuyor.

Peki senin için Kapadokya’da yapılacak en güzel 5 şey nedir?